analytics

7.4.08

istanbul


istanbul kaos ve yalnızlık şehridir. yalnızlığın metropole dönük yüzü gibidir. ne taraftan baksanız trajedidir. insanları trajikomiktir, en büyük kalabalığın içinde bile yalnızdırlar. ve istanbul merhametlidir, bağışlayıcıdır. insan bu şehirden nefret edebilir, yorulur, bıkar ve pes eder, onu bırakıp gitmek, ondan sonsuza dek uzaklaşmak ve bir daha ona dönmemek ister, bunu gerçekten ister ama hiçbir zaman yapamaz. istanbul'un insanları eninde sonunda istanbul'a geri dönerler, tıpkı yıllar öncesinde sizi terkeden bir ilk sevgilinin günün birinde ayağınıza gelmesi gibi. istanbul bir sevgili gibidir. mucizedir. alışkanlıktır. çöplüktür. serseridir. seversiniz. bağlanırsınız. vazgeçemezsiniz. canınızı yakar yine de terkedemezsiniz. hiç bir zaman ona güvenemezsiniz.istanbul'da insanlar çalışır, çok çalışır, çok çalışmak zorundadır. sabahtan akşama dek telaş içinde koşup dururlar. herkesin heryere acelesi vardır. herkes geç kalmış gibidir; işe, okula, bekleyen sevgiliye, toplantıya, akşam yemeğine, partiye, hayata... dışarıdan bütün bu koşuşturmacayı izlemek oldukça eğlencelidir, vakit geçirmek için harika bir eylem! önce adına vurulursunuz bu büyülü şehrin, sonra tanımlarına. üç yüz yıl kadar gecikmeli yapılan bir rönesans partisi gibidir şehirde zaman ve istanbul bu maskeli balonun en güzel kızıdır.sokaklari deniz kokan sehirdir. nedensiz severim.
-ekşisözlük

Hiç yorum yok: