apartmanın havasına bezelye, patlıcan ve patates familyası pişerek karışmışlardı
kapı önündeki plastik yoğurt kapları kedilerin rüyasına giriyordu
kar yağarken gör bu güzelliği diyordu
artık hiç bir tarafı tutmuyordum
ışıldayan nar trafik olmuş
taksinin dikiz aynası iki mesafe arasındaki fiyat farkını söylüyor
kalbimle bakıyorum
ve keşke hep böyle yapsam diyorum
şu istemek açlığı yokmu
şu risk
en tehlikeli oyuncağı isteme anlayışı
yokmu bunu hoşgören
bunu doyurmakla
yetinen
hayal etmedikçe hiçbirşeyin tadı olmuyor
sahnenin ortasına koyulan kutunun üzerinde koca bir soru işareti var
oyunun sonuna kadar açılmayacak olan
demişler ki: bu kutu oyun bitene kadar açılmayacak
bilmek isteyenlere oynanan oyun bu
ne kadar daha patlayabilir ki patlamış mısır dediğimiz şey
her şeyin bir limiti var
sindirilir elbet
gökyüzünü kaplayanlar
kaçacak hiçbir yer yok arkadaşım
hepimiz burdayız ve bekliyoruz
bu patlak dünyayının zehirli bekçileriyiz
solucanların bile nikotin bağlımlısı olabilecekleri bir yerdeyiz
borsadaki düzeltmeler, dow endeksi ve alınan beklentiler,
altın vuruş için sağlam duruş,
ofisteki laptop manevraları,
hepsi yalan.
hepsi koca bir kestane şekeri üstüne içilen rakı gibi değil.
herkes ve hiçkimse için bir yazı..
kabullenmek bir başlangıçtır
hayat pazarlığa açıktır
kıramadığın bir arkadaştır
ne kadar da sevdiğini öğrenmektir hayattaki ders
ne kadar da sevmiştim..
ne kadar üzülmüştüm boşça demekle aynı..
orkestranın en güzel şarkısı
hepimiz için aynı
kimse dinlediğini söyleyemiyor
dinleyen kalmıyor burada
hafif bir heyecan, bir telaş
hazırlıklı olamıyorsun
ve görmek, dinlemek, hissetmek, koklamak, tadmak, anlamak
hepsini kaldırmak için başlıyor orkestranın en son şarkısı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder